“İnsan sevdiğine kırılır.” diyorlar haksız da sayılmazlar. Bazen oluyor en sevdiğimiz, yüreğimizde en baş köşeye yerleştirdiğimiz kişiler kırıyor en keskin yerden.
Dilimiz “ İmtihan işte…” deyip susmak isterken yüreğimiz içten içe kanıyor.
Peki kırmak mı kırılmak mı ?
İkisi arasında kalsa insan, hangisinden yana olmalı?
Bir insanin gözyaşı'na sebep olmaktansa bin kere kendi gözyaşlarında boğulmayı tercih etmeli insan...
Biz kimiz ki ne haddimize ki o yüreğin kırılma sebebi olabiliyoruz..
Kırılan biz olalım, yanan bizim gönlümüz olsun dilimiz dua dua sussun…
Ama yine de kıran biz olmayalım.
Bazen bir söz bir gidiş yakıp kavururdu yüreğimizi ...
Hem sebepsiz değildi bu kırılmalar, hepsinden bir ders çıkarıyorduk yolumuza öyle devam ediyorduk.
Mesela kırıldığımız yerden hiç kimseyi kırmıyorduk ...
Bırak aksın gözyaşların…
Şimdi yüreğinin tercümanı olan bu yaşlar, gün gelecek mahşerde kırılan yüreğinin dili olacak inşallah
Son olarak bir dua bırakıyorum usulca:
“Allahım hiçbir gönlün kırılma sebebi eyleme beni.”
Amin…
0 yorum:
Yorum Gönder